Habib Bitkin kardeşimiz Tunceli’nin Çemişgezek ilçesinde yaşıyor. TEOG 20017 de toplamda sorulan 120 sorudan 1 yanlış 119 doğru ile 2. Olmuş ama bütün soruları yapamadığı için üzülmüş.
Habib Bitkin yatılı okuyup hafta sonları çalışmak için köyüne gelip çobanlık yaparak ailesine katkıda bulunmaya çalışıyormuş.
Ayrıca okula bir ay geç başlayıp bir ay erken ayrılıyormuş ve buna rağmen bu başarıyı yakalamış tebrikler Habib Bitkin. Habib Bitkin’in başarılı olmasının tabii ki birkaç sebebi var.
Birincisi ailesi vatan sever ve ahlaklı bir aile olması, Habib’in babası diyor ki “ Çocuğumun Doktor olması, Avukat olması önemli ama asıl önemli olan vatanına, milletine faydalı olması, kimseye faydası olmayacaksa ne olduğunun ne önemi var”.
İkincisi ise öğretmeninin hem kendileri için hem de ülkemiz için çok çalışıp birşeyler yapmamız gerekiyor diye onları bu düşünceye sevk etmiş olması.
Ve en önemlisi de Habib Bitkin okumaz ise durumu ne olur, okur ise durumu ne olur bunun farkında ve Biyoteknoloji uzmanı olup insanlara ve devletine faydalı olmayı istiyor.
Biz okulda çocuklarımıza mutlaka üretmek zorunda olduğumuzu, üretmeden tüketen toplumların sonunun hüsran olduğunu, bu kuralın aile ve bireyler için de geçerli olduğunu anlatıp, kavratmalıyız.
Yani tükettiğinden fazla üreten ve topluma faydalı olacak çocuklar yetiştirmeliyiz.
Bunları çocukların velileri bilemeye bilir ama devlet ve öğretmenler topluma faydalı nesiller yetiştirmek zorundalar.
Yıllar önce benim de yaşadığım birşey vardı bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ben diş protez imalatı yapmaktayım eskiden çıraklık eğitim merkezi vardı. Okumayan yada ihtiyacı olup çalışmak zorunda olan çocuklar yanımızda çalışır bir miktar para alır, hem bir meslek sahibi olur hem de haftada bir gün çıraklık eğitim merkezine gider sene sonu sınavda başarılı olanlar önce kalfalık sonra da ustalık belgesi alarak belgeli bir meslek sahibi olurlardı.
Dönem dönem yanımızda çok yaramaz yada aksi yada yanlış işlere bulaşmış ama kurtulmak için bir elin uzanmasını bekleyen çocuklar çalışırdı.
Birgün beni çıraklık eğitimin müdürü aradı ve bir sıkıntı var okula gelebilirmisiniz dedi ben de kalktım çıraklık eğitime gittim okul müdürü bana “ senin çırak okulun dördüncü katından camdan cama geçip hayatını tehlikeye atıyor ve çok yaramazlık yapıyor dolayısı ile okuldan atacağız” dedi.
“Müdür bey biz bir esnafız biz bu çocuklara sahip çıkıp topluma kazandırmaya çalışıyoruz, bir meslek sahibi olsun, ekmeğini kazansın yanlış işlerin peşinden koşmasın diye haftanın beş günü idare ediyoruz siz devletsiniz bu çocuklara bir gün tahammül edemeyip sokağa atacaksınız öyle mi?” dedim. Müdüre çocukların bize yaşattığı diğer sıkıntıları anlatınca müdür haklısın dedi ve çocuğu okuldan atmadı o çocuk şimdi bu meslekten ekmeğini kazanıyor. Unutmayalım ki devletin gençleri kötü alışkanlıklardan koruyup onları bir iş sahibi yapmaya çalışmak gibi bir görevi de vardır.